Türkçe
An expression is a word or group of words used in a particular situation or by particular people.
In English an expression doesn't always have a particular grammar structure but is commonly used in spoken English.
Examples :
| Expression example sentences | |
|---|---|
| Can I take your name and mobile number, please? | Adınızı ve cep numaranızı alabilir miyim, lütfen? |
| We'll have a bottle of chardonnay and a bottle of sauvignon blanc, thanks Mike. | Bir şişe Chardonnay ve bir şişe Sauvignon Blanc alıyoruz, teşekkürler Mike. |
| Maybe, sorry about that. | Belki, üzgünüm. |
| Yes, somewhere comfortable, please. | Evet, rahat bir masa olsun lütfen. |
| Can you stop reminding me about the 10-day situation, please!? | Bana şu 10 gün meselesini hatırlatmayı bırakır mısın lütfen? |
| Can you pass me the cutting board and the knife, please? | Kesme tahtasıyla bıçağı uzatabilir misin lütfen? |
| Hello Dick, nice to meet you. | Merhaba Dick, tanıştığıma memnun oldum. |
| Dude, picking up sh*t requires another tenner, see ya! | Bok toplamak için bir onluk daha isterim kardeşim, hadi görüşürüz! |
| So a bottle would be better, please. | Onun için, şişe daha iyi olabilir, lütfen. |
| Finally, you've got your precious rice, congratulations! | En sonunda çok değerli pirincine kavuştun, tebrikler! |
| Can I have the ad number for it, please? | İlan numarasını alabilir miyim, lütfen? |
| You are being very generous dear, thanks, what about this... | Çok cömertsin tatlım, teşekkürler, peki sence... |
| Can you give me some information about the other tenants, please? | Bana diğer kiracılar hakkında biraz bilgi verebilir misin, lütfen? |
| Can you start from the beginning, please? | En baştan başlar mısın, lütfen? |
| That's okay, can we do it first thing, please? | Tamamdır, bunu ilk iş olarak yapabilir miyiz lütfen? |
| She couldn't stand seeing your ugly face anymore, I guess. | Senin çirkin suratını görmeye daha fazla dayanamadı galiba. |
| An entire house!? Way more than we pay now, for sure. | Koskoca ev mi? Şu an ödediğimizden çok daha fazla olduğu kesin. |
| What about you, Mike? | Sen ne dersin Mike? |
| It seems we have to, in any case... | Görünüşe göre zorundayız zaten... |
| Thanks for your kind wishes. | İyi dileklerin için teşekkürler. |
