Türkçe
In English we use imperatives to :
The positive imperative is the same as the infinitive. The negative imperative is don't + infinitive.
Notes for use of imperatives :
In English an imperative sentence does not require a subject; the pronoun "you" is implied.
Imperative Example Sentences :
Positive Examples of Imperatives :
Negative Examples of Imperatives :
| Imperative example sentences | |
|---|---|
| Oh god! Look at the queues at the counters. | Allah! Kasalardaki kuyruğa bak. |
| Congratulations! Please come this way! | Tebrikler! Lütfen bu tarafa gelin! |
| Alright, let me check that for you. | Pekala, sizin için kontrol edeyim. |
| Hmm, well okay, let's steal some then! | Hmm, peki, tamam hadi çalalım biraz o zaman! |
| Let me ask. | Bir sorayım. |
| The toilet is being fixed on this floor, please use the upstairs. | Bu kattaki tuvalet tamir ediliyor, lütfen üsttekini kullan. |
| Don't act like you don't understand. | Anlamıyormuş gibi yapma. |
| What!? Please don't say you made them catch an actual wasp. | Ne!? Lütfen onlara gerçek bir yaban arısı yakalattığını söyleme. |
| Okay, let's go! | Tamam, hadi gidelim! |
| Michael, grab the door knob and pull it as hard as you can! | Michael, kapının kolunu tut ve çekebildiğin kadar güçlü çek! |
| Nope! We can walk there in just 10 minutes, let's go! | Hayır! Oraya 10 dakikada yürüyebiliriz, hadi! |
| Let me google it! | Dur Google'layayım! |
| Yeah, I can give you a kiss, come here. | Evet, sana bir öpücük verebilirim, gel bakalım. |
| https://www.youtube.com/watch?v=u7b_DDgvsgA | Linki görmek için buraya tıklayın! |
| Yes, we have paper towels, I can clean it up, don't worry! | Evet, mutfak kağıdımız var, ben temizlerim merak etme! |
| Okay, deal... Let me google it! | Tamam, anlaştık... Google'layayım! |
| He might be overly excited, try not to hold him too tight. | Aşırı heyecanlanmış olabilir, çok sıkı tutmamaya çalış. |
| See you girls, have fun. | Görüşmek üzere kızlar, iyi eğlenceler. |
| Please tell me it's a joke! | Lütfen bana bunun bir şaka olduğunu söyle! |
| Yeah, please just throw it in the bin. | Evet, lütfen hemen çöpe at. |
