Example sentences of : mahsus
kendine mahsus hareket veya davranışlar gösterme
petrol ve türevleri dışındaki ikmal maddelerini koymaya mahsus yer
sıcak memleketlere mahsus şiddetli humma
su taşımaya mahsus römork
suni bir uyduyu incelemeye mahsus bir teleskop
tankların imaline ve depolanmasına mahsus müessese
yürürken bazı sinir hastalıklarına mahsus şekilde sendeleme