Example sentences of : geniş
bir şeye geniş bir açıdan bakmak
birine geniş yetki vermek
çay yetiştirilen geniş arazi
daha geniş hale getirmek
dalları geniş ve karşılıklı olan
dar anlamlı bir sözcüğü geniş anlamda kullanma
en geniş anlamı ile açıklamak
kelime dağarcığı geniş olma
orta kısmı geniş olan
uretranın doğuştan aşırı geniş oluşu