Example sentences of : dört
çıkış saatini dört gözle bekleyen kimse
etrafında dört dönmek
gözünü dört açmak
her uzvunda yalnızca dört parmağı bulunan
hücrenin türe has haploid kromozom sayısının dört katına sahip oluşu
ilk dört yazar
kışdönümündeki on dört günlük durgun havalı süre
molekülünde dört atom ihtiva eden
nabızda dört yükseme dalgası gösteren
noel öncesi dört hafta