Example sentences of : zorunda
birini hesap vermek zorunda bırakmak
geri dönmek zorunda bırakmak
kabul etmek zorunda kalmak
özür dilemek zorunda kalmak
sözünü geri almak zorunda kalmak
yapmak zorunda kalmak
yatakta yatmak zorunda kalmak
Ha, anladım, peki neden iptal etmek zorunda olduklarını da söyledi mi?