Example sentences of : yüksek
adliye yüksek memuru
arkası yüksek koltuk
aşırı yüksek gider
başın en yüksek kısmı
belediye yüksek memuru
bir harekat alanına komuta eden yüksek rütbeli subay
birinden daha yüksek bir görev makam rütbe sahibi olmak
cilt seviyesinden yüksek olmayan döküntü
Çin'de yüksek memur
daha yüksek teklif