Example sentences of : vermek
birini hesap vermek zorunda bırakmak
cevap vermek istememek
değil-e doğru vermek a ölümden sonra cezalandırmak
haber vermek itiraz
hakkını vermek yolu
iyice vermek adamak
kilo vermek için
sır vermek olur
yazmak not vermek dikkat etmek
zevksiz dava paye vermek izin