Example sentences of : son
-e son derece ters aykırı gelmek
azalıp son bulmak
bardağı taşıran son damla
bir konuda son derece ihtiyatlı davranmak
bir uzun kemik diyafizin epifizle birleştiği son parçası
böcek bacağının son bölütü
çalışmaya son vermek
çıkmaz ayın son Çarşambası
dini yönetime son verme
diyastolün son safhasına ait