Example sentences of : sadece
ana renklerin sadece ini ayırdedebilen
be a sadece sebze
be sadece sadece
birini sadece yüzünden tanımak
burası sadece yayalara açık
olarak sadece bir formalite
olmak sadece sadece
taşma sadece küçücüklük
yumurtanın sadece bir kısmının gelişmesi
Ve veteriner sadece dinlenmeye ihtiyacı olduğunu söyledi.