Example sentences of : maden
altınlı maden damarı
alüvyonlu maden yatağı
bir takım sinir hastalıklarının vücuda maden parçaları koyarak tedavi usulü
çubukla maden aramak
çubukla maden arayan kimse
değerli maden içermek
erimiş maden oluğu
kahverengi maden kömürü
maden ve maden karışımlarını mikroskopla araştırma
madencilik maden kazma