Example sentences of : halinde
alay halinde yapılan
arıza halinde kullanılan yol
azalan bakiyeler halinde amortisman
beraberlik halinde oynanan el
bir bütün halinde toplamak
birçok tabaka halinde dikme
blok halinde satım
büyük partiler halinde depolama
dalgalar halinde yükselen şey
dalgalar halinde yükselmek