fırsat in English

fırsat

(Turkish to English translation)

  1+ w
  1+ w
  1+ w
  1+ w
  1+ w
  1+ w
  1+ w
  1+ w
  1+ w
  1+ w
  1+ w

Online English private lessons and group courses with native speakers.

Click now to take advantage of discounts up to 50%.

Synonyms of : fırsat

ağarmak
alışveriş
alışveriş etmek
ani fiyat düşüşü
anlaşma
ara
ara işareti
ara vermek
araç
baht
baş
batırmak
batmak
bozdurmak
bozmak
cazda solo bölüm
çam kerestesi
çam tahtası
çatlak
çatlamak
çiğnemek
çözmek
dağılmak
dağıtmak
daha da fazla olma
dalmak
davet
davranış
değinmek
denemek
durum
ele almak
elemek
fırlamak
fırsat
firar
fren
gaf
göze almak
gün
iflas etmek
ihlal etmek
ihtimal
ilgilemek
ilgilenmek
ilgili
imkân
iş yapmak
kaçma
kaçmak
kâğıt dağıtma
kâğıt dağıtmak
kere
kesme
kesmek
kırık
kırılma
kırılmak
kırma
kırmak
kısmet
kolaylık
koparmak
kopmak
kopuk
mahal
meşgul olmak
miktar
mola
muamele
neden
olanak
olasılık
oldu
ortam
özel durum
özellik
parçalanmak
patlak
patlamak
pazarlık
pot
rahatlık
risk
riske girmek
riziko
salon
sebep
sıra
solo bölüm
son
söylemek
şans
şans eseri olan
şans eseri olmak
tâlih
tatil
teneffüs
tesadüf
tesadüfen
tesadüfen olmak
tesadüfi
tesis
uğraşmak
ustalık
uygun zaman
uymamak
uyuşturucu işi yapmak
vasıta
vesile
vurmak
yakın dövüşü bırakmak
yenmek
yetenek
yöntem

Example sentences of : fırsat

bir şey için fırsat kollamak
dinlenmesine fırsat vermek

Antonyms of : fırsat