Example sentences of : belirli
birbirine zıt oldukları halde belirli bir amaç için birlikte çalışmak
genellikle belirli bir şekilde davranmak hareket etmek
para hukuki yönden ancak belirli birkaç amaç için kullanılabilmek
programa göre belirli bir zamanda olmak
sesin belirli zayıflaması
tarifeye göre belirli bir zamanda olmak