Example sentences of : üzerinde
alın çıkıntılarının arasında ve orta çizgi üzerinde bulunan nokta
arka ayakları üzerinde durmak
at üzerinde mızrak oyunu
at üzerinde mızrakla karşılaşma alanı
ayrıntılar üzerinde durmak
bazen ileum'un serbest sınırı üzerinde yer alan kese şeklinde kör bir oluşu
bear üzerinde sabit
belli bir tedavi yöntemi üzerinde uzmanlaşmış kimse
bir fikir üzerinde düşünüp taşınmak
bir şeyin üzerinde durmamak